Abdullah B. Cahş (r.a) ve Şehadet

21. Yüzyılda Abdullah Olmak, programlarının sonuncusu Başakşehir Çınar Kongre Merkezi’nde büyük bir coşku ve heyecan ile gerçekleştirildi. Son programda Muhammed Emin Yıldırım Hocamız,

“Abdullah b. Cahş ve Şehadet” başlığında, sahabenin şehadet sevdasını Abdullah b. Cahş’ın üzerinden anlattı.

Dersten Cümleler:

• “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, bilakis onlar diridirler, ama siz bunun farkında değilsiniz” dedi.

• Kur’an şehitliliği, “iki güzelden biri hatta en güzeli” olarak tarif etti. İki güzel Allah yolunda şehit olmak, yada gazi olmaktı.

• Efendimiz (sas) Allah yolunda şehit olmayı bakın nasıl tarif etti: “Muhammed’in nefsini kudret elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra tekrar savaşıp öldürülmeyi, sonra tekrar savaşıp öldürülmeyi ne kadar isterdim.” (Buhârî – Müslim: 1876)

• Başka bir beyanında Efendimiz, her insanın ölüm acısını tadacağını, sadece şehitlerin bu acıyı ya hiç tatmayacaklarını, yada bir karıncanın ısırması kadar hissedeceğini söylüyor. Onlarca hadiste ise, şehidin gözünü dünyaya kapatıp ahirete açar açmaz, nasıl bir karşılama ile, nasıl nimetlerle karşılaşacağının müjdesini veriyor.

• Bir şehide verilen ödül örneği: Abdullah b. Amr…

• “Allah babanla perdesiz bir şekilde cennette konuştu. Onu diriltti ve ona sordu; ne istersin benden? Baban dedi ki: Ya Rabbi! Şehit olmak ne güzel bir duyguymuş ne olur beni bir daha öldür, gideyim senin için savaşayım öleyim, bir daha senin huzuruna geleyim. Yine beni öldür, gidip yine geleyim ve bu hal hep devam edip dursun! Rabbimiz babana dedi ki: Hüküm verilmiştir, bir daha dünyaya dönmek yoktur! Rabbinin bu sözü üzerine baban dedi ki: “O zaman Ne olur Ya Rabbi! Şehitlerin elde ettikleri bu güzellikleri bunlardan habersiz olan kardeşlerimize bildir!” Bunun üzerine Rabbimiz, Ali İmran Süresinin 169. ayetini indirdi. “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, bilakis onlar diridirler ve Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar!..” Cabir b. Abdullah bu sözleri duyunca tüm dertlerini unuttur, gözyaşları ve sevinç içerisinde Efendimiz’in bu dediklerini zihnine kayıt eder.

• Abdullah b. Cahş’ın özellikleri…

• O, Hz. Peygamber adına ilk kez eline sancak alan kişidir.

• O, ilk kez müminler tarafından Emiru’1-Mü’minin diye isimlendirilmiş bir komutandır.

• O, ilk kez Efendimiz tarafından kendisine gizli bir emirname yazdırılmış bir askerdir.

• O, Mü’minlerin eliyle ilk kez bir müşriğin öldürüldüğü kanı akıtıldığı, askeri birliğin komutanı olan bir yiğittir.

• O, ilk kez İslam adına ganimet alan bir komutandır.

• O ilk kez İslam adına esir ele geçiren biridir.

• O ilk kez, daha ortada ayet yokken ganimetlerin beşte birlik kısmını Hz. Peygamber’in hakkı diye ayıran birisidir.

• O ilk kez, Allah adına ve Allah namına hareket eden bir seriyyenin komutanıdır.

• Abdullah b. Cahş’ın kabilesi Esed oğullarıdır.

• Babası Cahş b. Riyab’dı; bu zat büyük ihtimalle İslam’ın mesajlarına yetişmeden vefat etmiştir. Çünkü adını İslam’ın mesajları geldikten sonra hiç duymuyoruz.

• Annesi: Ümeyme bint Abdülmuttalib’tir. Efendimiz’in öz halasıdır. Biliyorsunuz Efendimiz’in, altı tane halası var; Safiyye, Atike, Berre, Ümeyme, Beyza yada Ümmü’l-Hakim ve Erva… İşte Abdullah’ın annesi Ümeyme bu halalardan biridir. Efendimiz’in bu halası Müslüman olmuş, Medine’ye hicret etmiş ve Medine’de vefat etmiştir.

• Abdullah kendinden yaşça küçük olmasına rağmen, Mekke’nin zorlu yollarını Ali ile, Habeşistan’ın zorlu yollarını Cafer ile, Medine’nin zorlu yollarını ise Hamza ile yürümüştü.

• Abdullah b. Cahş’ın kardeşleri, iki erkek, üç kız toplam beş kardeşi var. Erkeklerin adı Ubeydullah ve Ebu Ahmed künyeli Abd, kızların adı Zeynep, Hamne ve Ümmü Habibe…

• İlk günler iman edip Darü’l-Erkam’da yerini aldığını biliyoruz.

• Habeşistan yollarında…

• “Üzülme! O evine karşılık Allah’ın sana cennette daha güzelini vermesini istemez misin?” Abdullah: “Nasıl istemem Ya Resulullah!” demiş, Efendimiz’de ona cennette bir köşk müjdesi vermişti.

• Abdullah b. Cahş’ın Ensar kardeşi, “Allah’ım! Bana müşrik eli değdirme!” diye dua eden, duası kabul olduğu içinde Reci kuyularının başında şehit olduğu zaman, Allah arılar göndererek onun cesedini müşriklerden koruduğu Asım b. Sabit’ti.

• Hicretin 2. yılı Recep ayının sonlarına doğru gelindiğinde Efendimiz (sas) Mekkelilerden haberdar olmak için bir askeri birlik çıkaracağını sahabeye söyledi. Dedi ki: “Yarın sizin içinizden bir grup asker seçecek ve Kureyş’ten haber getirmeleri için onları göndereceğim. O askerlere açlık ve susuzluğa en fazla dayanacak birini komutan olarak seçeceğim.”

• Ertesi gün Efendimiz (sas) askerleri seçip, komutan olarak da Abdullah’ı belirledikten sonra, Abdullah b. Cahş’a bir mektup verdi ve dedi ki: “Ey Abdullah! İki gün çok az durarak yolunuza devam edin ve ikinci günün sonunda nereye vardıysanız orada bu mektubu açın okuyun! Mektubu okuduktan sonra gereği ne ise onu yaparsın, ama arkadaşlarını zorlamayacaksın, seninle gelen gelir, gelmeyen geri döner!”

• “Hanginiz şehid olmayı ister ve o makamı özlerse benimle gelsin; kimde ölümden hoşlanmazsa işte yol hemen geri dönsün.”

• Daha ortada ganimet ile alakalı hiçbir hüküm yokken, Abdullah dedi ki: “Arkadaşlar gelin elde ettiğimiz ganimetin beşte birini Resulullah’a vermek için ayıralım!” Onlarda “tamam” dediler.

• Rabbimiz diyordu ki: “Sana haram ayı ve onda savaşmayı soruyorlar. De ki: Evet, o ayda savaşmak büyük bir günahtır. Ancak, insanları Allah yolundan çevirmek, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ın ziyaretine mani olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır.” (Bakara, 217)

• Bedir’de…

• Uhud meydanında…

• Eşsiz duası ve arkasından gelen icabet…

(1690)