Ailenin Korunması | (Sakarya)
Siyer Vakfımızın Hicri 1441 Aile Yılı Projesi münasebetiyle Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın “En Büyük Nimet Aile” serlevhası altında yapacağı konferanslardan üçüncüsü Sakarya’da gerçekleştirildi.
İkra İlim ve Kültür Merkezi’nin düzenlemiş olduğu ve yoğun ilginin gözlendiği programda konuşan Muhammed Emin Yıldırım Hocamız “Ailenin Korunması” konusunu anlattı.
Efendimiz’in (sas) sadece bir Medine kurup gitmediğini, kıyamete kadar gelecek tüm Müslümanlara yaşadıkları ortamı nasıl Medine kılınacağının da yollarını gösterdiğini belirterek sözlerine başlayan Hocamız şunları aktardı:
“Efendimiz (sas) bizlere yeryüzünde hilafet gibi bir görevi üstlenen insanın iki temel vazifesinden bahsetti: Bunlardan birisi Allah’a kulluk diğeri ise yeryüzünü imardır. Allah Resulü (sas) imara önce elinin altındaki insanları medenileştirerek başladı. Eğer İslam toplumu gibi bir hedeften bahsedeceksek işe önce kendimizden başlayacağız. Bunun bir sonraki adımı ise ailedir.”
Bugün bazı kesimlerin ailenin korunması konusunu konuşurken İslam ile kadının bir problemi varmış gibi konuyu ele aldığını söyleyen Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, hayatın her alanını düzenleyen İslam’ın bu konuyu kadın-erkek değil insan olarak ele alarak düzenlediğine ve vahyin dilinin her zaman kadının lehine olduğuna dikkat çekti.
Şu an memleketimizde evlilik yaşının her geçen gün büyümesi ve kurulan ailelerin yıkılması gibi önemli bir hakikat olduğunu belirten Hocamız, ailenin korunması denildiği zaman 5 kavramı konuşmamız gerektiğini belirtti ve şunları aktardı:
Ailenin korunması dediğimizde 5 kavram çıkar karşımıza:
1- Saygı
Saygı insan olmamızın bize yüklediği bir sorumluluktur. Saygı meselesini doğru bir biçimde anlarsak eşlerimize karşı bize yüklenen sorumluluğu yerine getirme adına gayretlerimizi artırırız. Rehberimiz olan Efendimizin (sas) hayatı boyunca hiçbir eşinin onurunu kıracak bir davranışta bulunmadığını, bırakın bir fiske vurmayı elini dahi kaldırmadığını unutmayalım.
2- Sevgi
Sevgi evliliğin suyudur. Sevgisiz kalan bir evlilik kurur ve çöle dönüşür. Eşlerimize en güzel hitap cümlelerini söylemek de bir sünnettir.
3- Sadakat
Yuvaları yıkan en önemli sebeplerden biri de yalandır. Sadakat hem doğru olmak, hem doğruluğu yaymaktır. Ama doğru olmak, doğruluğu yaymaktan önce gelir.
4- Salihat
Salihat, eşler olarak beraberce salih amelleri çoğaltmaktır. Salih amel, yapıldığında yapana fayda sağladığı gibi başkalarına da fayda sağlayan ameldir. Evliliklerimizi ayakta tutmak, ailelerimizi korumak için salih amellerimizi çoğaltmak zorundayız.
5- Sabır
Sabır, nefsi telaştan, dili şikâyetten, uzuvları çirkin davranışlardan koruma; nimet haliyle mihnet hali arasında fark gözetmeyip her iki durumda sükûneti muhafaza etme ve Allah’tan başkasına halini arz etmeme durumudur.
Peki neye sabredeceğiz?
İbadetlerin külfetine
Günahların cazibesine
İmtihanların zorluğuna
Eziyetlerin ağırlığına
Hayırların istikrarına
Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, konferansının devamında aileyi korumakla elde edeceklerimize de değindi.
Aileyi Korursak Ne Olur?
– Aileyi Korumak; Kefarettir.
Evliliğe ibadet nazarı ile bakıp aileyi koruyarak kazandığımız sevaplar, başka günahlarımıza kefaret olacak inşallah.
– Aileyi Korumak; Kökleştirmektir.
Aileyi korumak kulluğu ve temelleri kökleştirmektir. Eğer aile sağlamsa imtihanlar ne kadar şiddetli olursa olsun, ne yazar?
– Aileyi Korumak; Korunmaktır.
Aileyi korumak, dışarıdan gelen her türlü fitne ve saldırılardan korunmaktır.
– Aileyi Korumak; Kazanmaktır.
Aileyi korumak hem dünyada hem ahirette kazanmaktır. Eğer iyi bir aileniz varsa hayatın her alanında daha başarılı olursunuz.
– Aileyi Korumak; Kurtuluştur.
Dünyanın tüm cazibesine rağmen aileyi, Allah’ın bizden istediği sınırlar çerçevesinde korursak eğer bu, bizlerin kurtuluşuna vesile olacak inşallah.
İnsanlık tarihinin bir aile tarihi olduğunu, Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın bir aile olarak dünyaya gönderildiğini ve o zorlu imtihanları aile olarak aştıklarını ifade eden Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, konferansını şu sözlerle nihayete erdirdi:
“Bugün ben de firavunu, nemrutu çok olan bir zeminde yaşıyorum. Bu yaşadığımız zamanda da bizleri ayakta tutacak olan ailelerimizdir. Gelin, evlerimizi Medineleştirme adına bir gayret verelim, hanelerimizden sahabi hasbiliğinde çocuklar yetişsin, Ebu Leheblerin, Ebu Cehillerin çok olduğu şu dünyaya bir Ammar nidası, bir Mus’ab, bir Aişe sedası ortaya koysun.”
(733)