Ayetler Işığında Ehl-i Beyt
Ayetler Işığında Ehl-i Beyt
Ehl-i Beyt Mektebi dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Ayetler Işığında Ehl-i Beyt” başlığında, Kur’an’ın Ehl-i Beyt meselesindeki rehberliğini anlattı.
Dersten Cümleler:
– Ehl-i Beyt meselesini Kur’an’ın rehberliğinde anlamak için dört ayet üzerinde duracağımızı söylemiştik. O ayetler şunlardı:
1- Tathir Ayeti: Ahzab 33
2- Meveddet Ayeti, Şura 23
3- Salâvat Ayeti, Ahzab 56
4- Mübahele Ayeti, Ali İmran 61
إِنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيُذْهِبَ عَنْكُمُ الرِّجْسَ أَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيرًا
“Ey Ehli Beyt! Gerçekten Allah, sizden her türlü kiri (günah ve çirkinliği) gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.”
– Meveddet Ayeti:
قُل لَّا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِلَّا الْمَوَدَّةَ فِي الْقُرْبَى
“De ki! Ben sizden, yaptığım işe karşılık bir ücret istemiyorum. Sadece yakınlarıma bir sevgi bekliyorum.”
Risalet Davasının ilkeleri:
1- Rüya göreceksin.
2- Üç damlayı akıtacaksın. (Ter, Gözyaşı ve Kan)
3- Arkana bakmayacaksın.
4- Neticeyi Allah’a bırakacaksın.
5- Karşılık beklemeyeceksin.
– Ayetin devamı şöyledir:
وَمَن يَقْتَرِفْ حَسَنَةً نَّزِدْ لَهُ فِيهَا حُسْنًا إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ شَكُورٌ
“Kim bir iyilik işlerse onun iyiliğini arttırırız. Allah bağışlayandır, takdir edendir.”
Salavat Ayeti:
إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ ۚ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
“Allah ve melekleri, Peygamber’e salât ederler. Ey müminler! Siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle yani içtenlikle selam verin.”
Bu ayet nazil olduğunda; sahabe şu üç mesajı anladı:
1- Allah ve melekleri peygamber’e salat ederler…
2- Allah tüm müminlerden de Peygamber’e salat etmelerini istiyor.
3- Müminlerden en güzel şekilde Peygamberlerine selam vermelerini istiyor.
– Sahabe gelip Efendimiz’e diyorlar ki: “Ya Resulullah! Allah sana salat etmemizi ve selam vermemizi emretti. Bizler sana nasıl selam vereceğimizi biliyoruz; es-Selamu Aleyke Ya Resulullah! diyoruz, Peki, bizler nasıl sana salat edelim?” Efendimiz (sas) diyor ki: “Bana şöyle deyin: Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd. / Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ali’ne yani ehli beytine rahmet eyle; şerefini yücelt. Nasıl İbrahim’e ve İbrahim’in ailesine rahmet ettiysen, onlara da rahmet eyle! Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin şan ve şeref sahibi de sensin.”
· Dilin salavâtı: Efendimiz’in(sas) adı anıldığında her türlü ihtiram ve edeple anılması, O’nun (sas) şanına yakışacak ifadeler kullanılmasıdır.
· Aklın salavâtı: Aklı O’nun (sas) hizmetine verip, sahabî hasbiliğinde bir zihin geliştirerek, şüphe ve tereddütlere kapıları kapatarak, mutlak bir teslimiyet gösterilmesidir.
· Kalbin salavâtı: Yüreğe O’ndan (sas) başkasını konuk etmemek, gönül tahtında tartışılmaz sultan olarak O’nu (sas) bilmek, mirasına karşı yürekte en ufak bir tatminsizlik taşınmamasıdır.
· Bedenin salavâtı: Hayatı O’nun (sas) gösterdiği gibi yaşamak, hayatın her alanında ve her anında O’nun rehberliğine müracaat ederek yürünmesidir.
· Ailenin salavâtı: Evde O’nu (sas) hakem tayin etmek, aileyi O’nun (sas) cihana bıraktığı mesajlar çerçevesinde diri tutmaya çalışmaktır.
· Toplumun salavâtı: Efendimiz’in (sas) mirasına sahip çıkmak, O’nun (sas) risalet davasına destek olmak, topluca O’nun (sas) emanetlerini miraslarını korumaya çalışmak ve gereklerini yerine getirmektir.
Mübahele Ayeti:
فَمَنْ حَآجَّكَ فِيهِ مِن بَعْدِ مَا جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْاْ نَدْعُ أَبْنَاءنَا وَأَبْنَاءكُمْ وَنِسَاءنَا وَنِسَاءكُمْ وَأَنفُسَنَا وأَنفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَل لَّعْنَةُ اللّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ
– “Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah’tan yalancılar üzerine lânet dileyelim.”
– “Ey Ebu Ubeyde b. Cerrah! Kalk ve Necran ile birlikte onların yurduna git! Aralarındaki ihtilaflara hükümler ver ve bize verecekleri cizyeleri al getir.” Sonra dedi ki Efendimiz: “Her ümmetin bir emini vardır. Bu ümmetin emini Ebu Ubeyde b. Cerrah’tır.”
Kur’an’da Ehl-i Beyt dediğimiz zaman özellikle bu dört ayet çerçevesinde meseleyi ele alsak bize şu mesajları verirler:
1- Ehl-i Beyt, Allah tarafından seçilmiş, Peygamber’e ev halkı olmuş bahtiyarlardır.
2- Ehl-i Beyt, temsiliyet makamlarına gölge düşürecek her türlü maddi ve manevi kirlerden arındırılmıştır.
3- Ehl-i Beyt, dinin intikal ve muhafazası için istihdam edilen bir topluluk olduğu için sevilmesi Allah tarafından istenmiştir.
4- Ehl-i Beyt, en büyük ibadetimiz olan namazlarımızda bile hatırlanması gereken bir nesildir.
5- Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber’in oğulları, kızları; yani zürriyetidir.
(2445)