Bir Diğer Nimet: Akleden Kalb
Siret-i İnsan derslerimizin bu haftaki konusu kalpti. Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Bir Diğer Nimet Kalb” serlevhasının altında kalbin maddi ve manevi boyutlarına dair çok önemli bilgileri bizlerle paylaştı. Kur’an ve Hadisler ışığında kalbin değeri, çeşitleri, halleri ve nasıl korunması gerektiği konusunda bizlere mesajlar ışığında bilgiler sundu.
Dersten Cümleler
İnsanın insanlığını belirleyen beş ana merkezden bahsedilebilir. Bu beş ana merkezden biri maddi, biri hem maddi hem manevi, üçü ise sadece manevidir. Maddi olanı beyin, hem maddi hem manevi olan kalb, sadece manevi olanları ise Akıl, Nefis ve Ruh’tur.
Arapçada “kalp”(قلب ) kelimesinin kökü ق ل ب – – harflerinden oluşmaktadır. Cevheri ve İbn Manzur gibi âlimlerimiz, sözlüklerinde kalb kelimesine şöyle bir anlam verirler: “Bir şeyin içini dışına çıkarmak, altını üstüne getirmek, ters çevirmek, bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek ve değiştirmek…”(Cevherî, es-Sıhâh,I, 204; İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, “ķlb” md.)
“…Bir toplum kendinde olan durumu değiştirmedikçe, hiç şüphe yok ki, Allah da o toplumda olan hali değiştirmez…” (Ra’d 13/11)
Maddi ve bilinen anlamı ile kalp ise vücutta kan dolaşımını sağlayan organın adıdır. Ancak Kur’an ve Hadisler çok fazla maddi anlamda organ olarak değil, manevi işlev olarak kalbin üzerinde dururlar.
Kalbe âlimlerimiz, “rabbânî latife” ve “ilâhî cevher” derler…
“Bir latîfe-i Rabbaniye-i ruhâniye olmasıdır. İşte insanın hakikati bu kalb-i ruhanidir. İnsanda anlayan, âlim ve arif bu kalptir. Hitap edilen, îkab ve îtab edilen ve aranan yine bu kalptir.”(Gazzâlî, İhyâ-û Ulûmi’d-Dîn, III, 9-11)
Kalple beynin arasında elektro-manyetik bir haberleşmenin olduğu, ancak kalbin manyetik alanının beyinden beş yüz kat daha fazla olduğu, bu manyetik alanla insanlar arasında etkileşim olduğu ve sosyal ilişkileri etkilediği aktarılmaktadır.
Kur’an’da ve Hadislerde fuâd, sadr, lüb, nühâ ve rû’ gibi terimler genellikle kalb mânasında kullanılmıştır.
فؤاد/Fuad: İdrak mahali
صدر/Sadr: Kalbin mahali
لب/Lüb: Tefekkür mahali
نُّهَى/Nühâ: İrdeleme mahali
رُوعٌ/Rû: Korkunun mahali
Kalp kelimesi fiil ve isim olarak Kur’ân’da toplam 168 defa geçmektedir. Fiil olarak sözlük anlamına uygun başka manalarda kullanılmıştır. Mesela,
Geri Dönmek, Eve ve Ailesine Dönmek – (Âl-i İmrân, 3/174)
Dinden Dönmek, İnkârcılığa ve Şirke Dönmek – (Bakara, 2/143)
Bir Halden Başka Bir Hale Gelmek, Başka Bir Duruma Düşmek – (Maide, 5/21)
Mutlak Dönüş, Allah’a Dönmek, Ölüm – (Şuara, 26/227)
İstediği Gibi Tasarrufta Bulunmak, Refah İçinde Yaşamak – (Âl-i İmran, 3/196)
İşlerin Akıbetini Düşünmek, Tuzak Kurmak – (Tevbe, 9/48)
Avuçları ya da Elleri Ovuşturmak – (Kehf, 18/42)
Ters Dönme, Allah’ın Bir Düşünceden Diğerine Döndürmesi – (En’am, 5/110)
Çevirmek, Döndürmek, Bir Halden Diğer Bir Hale Değiştirmek – (Nûr, 24/44)
Kur’ân-ı Kerîm’de “k-l-b” nin isim olarak “القلب ” ve çoğulu “القلوب ” olarak yüz otuz biri defa geçmektedir. Bir ayette de قَلْبَيْنِ şeklinde tesniye olarak gelmiştir.
Menfi Olarak Kalb
غَلِيظَ الْقَلْبِ/Ğaliz Kalp: Katı Kalp – Âl-i İmrân 3/159
قَسَتْ قُلُوبُكُم/Kasvetli Kalp: Taşlaşmış Kalp – Bakara 2/74
قُلُوبٍ أَقْفَالُهَا/Efkâl Kalp: Kilitli Kalp – Muhammed 47/24
قُلُوبُنَا غُلْفٌ: Gulf Kalp: Örtülü Kalp – Bakara 2/88
قُلُوبُنَا فِي أَكِنَّةٍ: Ekinne Kalp: Perdeli Kalp – Fussilet 41/5
فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ: Meradli Kalp: Hastalıklı Kalp – Tevbe 9/125
قُلُوبُهُمْ شَتَّى: Şettâ Kalp: Dağınık Kalp – Haşr 59/14
يَطْبَعُ اللَّهُ عَلَى كُلِّ قَلْبِ: Tebaga Kalb: Mühürlenmiş Kalb – Mü’min 40/35
يَخْتِمْ عَلَى قَلْبِكَ: Hatem Kalb: Mühürlenmiş Kalb – Şûrâ 42/24
آثِمٌ قَلْبُهُ: Âsim Kalp: Günahkar Kalp – Bakara 2/283
وَارْتَابَتْ قُلُوبُهُمْ: Ertât Kalp: Şüpheci Kalp – Tevbe 9/45
تَشَابَهَتْ قُلُوبُهُمْ: Şebeh Kalp: Benzeşen Kalp – Bakara 2/118
فِي قُلُوبِ الَّذِينَ كَفَرُواْ الرُّعْبَ/Ra’be Kalb: Korkan Kalp – Âl-i İmrân 3/151
أَغْفَلْنَا قَلْبَهُ: Gâfil Kalp: Gafletli Kalp – Kehf 18/28
نِفَاقًا فِي قُلُوبِهِمْ: Nifaklı Kalp: İkiyüzlü Kalp – Tevbe 9/77
تَعْمَى الْقُلُوبُ: Âmâ Kalp: Kör Kalp – Hacc 22/46
قُلُوبُهُم مُّنكِرَةٌ: Münkir Kalp: İnkârcı Kalp – Nahl 16/22
وَلَمَّا يَدْخُلِ الْإِيمَانُ فِي قُلُوبِكُمْ: Kapalı Kalp: İman Girmemiş Kalp – Hucurat 49/14
قُلُوبُهُمْ فِي غَمْرَةٍ: Ğamretli Kalp: Cahil Kalp – Mü’minûn 23/63
في قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ: Zeyğli Kalb: Eğirilik Olan Kalp – Âl-i İmrân 3/7
Müspet Olarak Kalb
نَزَّلَهُ عَلَى قَلْبِكَ: Kur’an İndirilen Kalp – Bakara 2/194
وَزَيَّنَهُ فِي قُلُوبِكُمْ: İman İle Süslenen Kalp – Hucurat 49/7
وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ: Ürperen Kalp – Enfâl 8/2
فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ: Kaynaşan/Isınan Kalp – Âl-i İmrân 3/103
بِقَلْبٍ سَلِيمٍ: Selim Kalp – Şuarâ 26/89
أَنزَلَ السَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ: Sükûnet Bulmuş Kalp – Fetih 48/4
وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم: Mutmain Olmuş Kalp – Ra’d 13/28
أَن تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ: Haşyet Duyan Kalp – Hadid 57/16
بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ: Münîb Kalp (Halis, Samimi) – Kaf 50/33
يَهْدِ قَلْبَهُ: Hidayete Eren Kalp – Teğâbun 64/11
تَلِينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ: Yumuşak Kalp – Zümer 39/23
امْتَحَنَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ لِلتَّقْوَى: Takva ile İmtihan Edilen Kalp – Hucurat 49/3
لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَا: Akleden Kalp – Hacc 22/46
“…Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da aşağıdırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” (A’râf 7/179)
“(Seni yalanlayanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” (Hacc 22/46)
Eğer Akleden kalplerimiz olsa, beş amelin sahibi olunacaktır: Tezekkür, Tedebbür, Taakkul, Tefekkür, Tefakkuh…
Tezekkür: Geçmişi düşünmek (İbrahim 14/52; A’raf 7/3)
Tedebbür: Geleceği düşünmek (Nisa 4/82; Mü’minûn 23/68)
Taakkul: Geçmiş ile Gelecek arasında bağ kurarak düşünmek (Maide 5/103; Yusuf 12/2)
Tefekkür: Düşünülmesi gereken her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmek (Bakara 2/219; Nahl 16/69)
Tefakkuh: Tüm bu sayılanlardan hükümler çıkarmak, yani kavramak (En’am 6/65; En’am 6/98)
“Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o düzgün olursa bütün vücut düzgün olur. O bozuk olursa bütün vücut bozuk olur. Dikkat edin! Bu et parçası, kalptir.” (Buhârî, İman, 39; Müslim, Müsâkat, 107)
“Allah’ım! Kalbime nur bahşet!” (Buhârî, Daavât, 10; Müslim, Salâtü’l-Müsafirîn, 181)
Ahmed b. Hanbel’in (241/855) Müsned’inde Ebû Saîd el-Hudri’den gelen bir rivayette Hz. Peygamber (sas) şöyle demektedir:
“Kalpler dörde ayrılır:
1-Temiz kalp: Orada parlayan bir nur vardır. Bu müminin kalbidir.
2-Kararmış ve ters döndürülmüş kalp: Bu da kâfirin kalbidir.
3- Kılıflara konmuş ve ağzı bağlanmış kalp: Bu da münafığın kalbidir.
4- Terk edilmiş kalp orada iman da vardır nifak da vardır…” (Ahmed b Hanbel, el-Müsned, XVII. 208)
Zeyd b. Erkam’dan nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber’in duasında şu ifadelerin yer aldığını görüyoruz: “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, haşyet duymayan kalpten, doyma bilmeyen nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.” (Müslim, Zikir ve’d-Duâ 83; Nesâî, İstiâze 18)
“Âdemoğlunun kalbi (ateşin üzerindeki) kaynayan tencereden daha hızlı değişir.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VI. 4)
“Benim kalbim de (bazen) perdelenir ve ben günde yüz defa istiğfar getiririm.” (Müslim, Zikir ve’d-Duâ ve’l-İstiğfar 41; Ebû Dâvûd, Salât 361)
“Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzere sabit kıl!”
“Ey Allah’ın Resûlu! Biz sana ve senin getirdiklerine inandık. Sen bizim hakkımızda korkuyor musun?” dedim. Bana şöyle cevap verdi: “Evet, kalpler Rahmân’ın iki parmağı arasındadır. Onları istediği gibi evirip çevirir.” (Tirmizî, Kader, 7; İbn Mâce, Duâ, 2)
“Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola (hidayete) ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme/kalplerimizi kaydırma! Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfu en bol olan sensin.” (Âl-i İmrân 3/8)
İnsanlığın Aynaları’nda bu haftanın misafir Ebû Mes’ûd el-Ensârî el-Bedrî’dir.
“İslam cemaatine sarılmanızı tavsiye ederim. Zira yüce Allah bu ümmeti yanlışta birleştirmeyecektir.”
(4631)