Değişen ve Değişmeyen Yönleriyle İnsan
Siret-i İnsan derslerimizin bu haftaki konusu mizaç, huy ve karakterdi. Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Değişen ve Değişmeyen Yönleriyle İnsan” serlevhasının altında, insan yapısının sabit ve değişken yönlerine çeşitli örneklerle dikkat çekti. Özellikle insanın değişen özelliklerine karşı nasıl davranılması gerektiğine, değişmeyen yönlerine karşı ise ne gibi tedbirler alınmasına dair mühim hususları nazarlara verdi.
Dersten Cümleler
“Seyahat edin/yolculuk yapın sıhhat bulun!” (Ahmet b. Hanbel, el-Müsned, 3/280)
“Her Âdem bir Âlem’dir!”
İnsanın fıtratı olur; kişinin ise mizacı olur.
İnsanın tabiatı olur; kişinin ise cibilliyeti/huyu olur.
İnsanın hilkati olur; kişinin ise seciyesi/karakteri olur.
İnsanın şâkilesi olur; kişinin ise hüviyeti/kimliği olur.
İnsanın isti’dâdı/kapasitesi olur; kişinin ise şahsiyeti olur.
Fıtrat: İnsana kotlanan değişmez yasalar
Mizaç: İnsanın mezcederek oluşturduğu değişmez özellikler
Tabiat: İnsanı insan yapan ortak hususiyetler
Cibiliyet/Huy: İnsanın yaratılıştan getirdiği kendisine has meyiller
Hilkat: İnsanın yaratılışına dair hususiyetler
Seciyye/Karakter: İnsanın sonradan elde ettikleri ile oluşturduğu özellikler
Şâkile: İnsanı yönlendiren temel özellikler
Hüviyet/Kimlik: İnsanı diğer insanlardan ayıran özellikler
İsti’dâd/Kapasite: İnsanın yaratılıştan getirdiği yatkınlıklar, yetenekler
Şahsiyet: İnsanın tüm bu özelliklerden oluşturduğu kişilikler
İnsan değişmeyen özelliklerinin esiri ve mahkûmu değildir.
Değişen özelliklerimiz, iyi ise onları koruyacağız; kötü ise onları iyi olanlarla değiştireceğiz… Değişmeyen özelliklerimiz, iyi ise onları olduğu gibi bırakacağız; kötü ise onları terbiye etmenin yollarını arayacağız.
Mizaç: İnsanın mezcederek oluşturduğu değişmez özelliklerdir ve bunlar temelde üç şeydir:
1. Biyolojik özellikler
2. Sosyolojik özellikler
3. Embriyolojik özellikler
Tıp tarihinde Ahlâtı-ı Erba denilen insandaki hastalıkların sebebi olarak gösterilen dört sıvı vardır. Bunlar: Kan, balgam, kara safra ve sarı safra’dır.
Bedeni dolaşan kan akıcı ve sıcak, beyinde saklanan balgam akıcı ve soğuk, dalak ve midede bulunan kara safra (sevda) kuru ve soğuk, karaciğerde saklanan sarı safra ise kuru ve sıcaktır.
İlkbahar kanı, yaz sarı safrayı, sonbahar kara safrayı, kış da balgamı harekete geçirir.
Bu hallerin mizaçlara da etkisi olur ve özellikle dört çeşit mizaç buradan ortaya çıkar: Demevî, balgamî, safravî ve melankolik…
İmam Gazzali, biraz değişik bir pencereden olaya bakmış, insan tabiatının dört unsurdan oluştuğunu söylemiş ve bunların bütün psikolojik eğilimlerinin, ilgi ve davranışlarının kaynağını teşkil ettiğini belirtmiştir. Ona göre insan; Rabbâniyet, Behîmiyet (hayvâniyet) Sebûiyet ve Şeytâniyet eğilimleri içerisindedir ve bunlardan hangisi ağır basarsa şahsın mizacı ona göre şekillenir.
Rabbâniyet: İyi, güzel ve doğru olan eğilimler…
Behîmiyet: Beslenme, boşaltım, teneffüs, cinsellik gibi fizyolojik ihtiyaçların tatmini yönündeki davranışların esasıdır; bütün bu istekler şehvet kelimesiyle ifade edilir.
Sebûiyet: Öfkelenme, saldırma, tahrip etme gibi eğilimler
Şeytâniyet: Aldatma, hile yapma, kötülüğü iyilik gibi göstermeye çalışma, akıl ve düşünceyi kötülük yolunda kullanma eğilimler
“Eğer yönetim âdil ve yumuşaksa böyle bir yönetim altında yaşayan kimselerde kendine güven duygusu gelişir. Buna karşılık zulme, zor ve baskıya dayanan, aşırı otoriteye ve cezaya başvuran bir yönetimde yaşayan kimselerde korku hâkim olur; direnme ve metanet gücü ortadan kalkar, aşağılık duygusu, kendine güvensizlik ve bağımlılık eğilimi gelişir. Böyle bir şahsiyet yapısıyla yetişen bireylerin oluşturduğu toplulukta yenileşme ve gelişme olmaz; tutuculuk, katılık ve gerilik hâkim olur. (İbn Haldun, Mukaddime)
İnsanın kendi değişen ve değişmeyen yönlerini tespit etmesi kendisine neler kazandırır?
Kendini tanır, halini bilir, ona göre makul hedefler kuşanır, kapasitesini arttırmaya çalışır ama mizaç ve karakterine aykırı işleri yapıp zaman kaybetmez.
İnsanın muhatabının değişen ve değişmeyen yönlerini tespit etmesi neler kazandırır?
Muhatabını tanır, ona göre mesafe belirler, kapasitesinin üzerinde iş yüklemez, yanlış yönlendirmeler yapmaz, karakterine uymayan beklentilere girmez, ihtiyacı olan alanlarda ona umut verir, umut olur, heyecan aşılar.
İnsanlığın Aynaları: “Kaybettiğimiz En Büyük Değer: Emniyet”
(4312)