Hz. Peygamber’in (sas) Bıraktığı Mesajlar ve Bunların Evrenselliği | Muhammed Emin Yıldırım

Siyer Vakfımızın önemli projelerinden biri olan, bu sene 5. ve son yılına giren Siyer Mektebi programlarımız, yoğun bir katılım ve heyecanla yeni döneminin besmelesini çekti.

Vakfımızın Hicri 1439 yılını Hadis Yılı ilan etmesiyle birlikte, müfredatı da “Hz. Peygamber (sas) ve Mesajları” olarak güncellenen Siyer Mektebi programlarımızın ilk dersini Muhammed Emin Yıldırım Hocamız yaptı. Dersin başında yeni dönem hakkında katılımcılara bilgi de veren Hocamız bu ilk dersinde “Hz. Peygamber’in (sas) Bıraktığı Mesajlar ve Bunların Evrenselliği” konusunu işledi.

23 derslik Siyer Mektebi’nde alanında söz sahibi olan birbirinden kıymetli hocalarımız, bizlere çok mühim konular işleyecek, risaletin mesajlarını bu çağın insanının zihinlerine ve yüreklerine taşıyacaklar.

Ders Notları:

Siyer Mektebi’nin 5 yıllık programı:

İlk Yıl: Usul ve Kaynakları Açısından Siyer
İkinci Yıl: Hz. Peygamber (sas) Dönemi Siyer Coğrafyası
Üçüncü Yıl: Kur’an Coğrafyası Mekke
Dördüncü Yıl: İman Şehri Medine
Beşinci Yıl: Hz. Peygamber (sas) ve Mesajları

İlk derste talebelerden istenen bazı hususlar:

1. Dersleri burada bırakmayın, imkânınız varsa grup halinde, yoksa münferiden muhakkak bir müzakeresini yapın.

2. Derse hazırlanarak gelin. Her hocamızın muhakkak anlatacağı konu ile alakalı ya bir makalesi, ya bir kitap çalışması yada bir tebliği vardır, onu bulun; okuyun, akıllarınıza takılan soruları çıkarın ve öylece gelin dersi dinleyin.

3. Dersleri dikkatle dinleyin, bu bir imkân; memleketin dört bir tarafından gelen ilim adamları burada olacak, ne yapın yapın daha fazla istifade etmenin yollarını arayın.

4. Yoğunlaşın ve kendinizi fazla dağıtmayın, bir de mümkünse geçen seneki 23 dersi dinleyin. Kendinize bir program yapın; her hafta geçen seneden bir ders dinleyin. Bunun çok büyük bir faydasını görecekseniz.

5. Özellikle kavramlara yoğunlaşın, kendinize bir kavram sözlüğü oluşturun. Onları bilgisayarınızda bir havuz şeklinde, dosya şeklinde biriktirin. Mesela; Asabiyet, Meğazi, Darü’l-Erkam, Suffa, Tabakat, Ensab, Haber, Seriyye… artık ne varsa, bunları yazın, altına o başlık ile alakalı bilgileri fişleyin, bunun çok ama çok büyük faydalarını göreceksiniz.

“Dünya ve ahiretin hayrı, meğazi ilmindedir.” (İmam Zührî)

Hz. Peygamber’in Bıraktığı Mesajlar
Allah’ın Kitabı
Resul’ün Sünneti
Mekteb’in Talebeleri

Bu Mesajların Evrenselliği

Nedir Evrensellik: Yerelliğin zıttıdır. Yerel, belli bir yere, belli bir sosyal çevreye, belli bir kültürel zemine, belli bir ekonomik sisteme ve belli bir siyasal özelliklere ait olan demektir.

Evrensel ise; belli bir zamanda ve belli bir zeminde ortaya çıkmış olsa bile, yerelliğe mahkûm olmadan, bütün bir insanlığa hitap eden ve bu özelliğini de her daim muhafaza eden demektir.

“Evrensel” kelimesi eskiden Türkçede cihanşümul, âlemşümul kelimeleriyle karşılanmaktaydı. Bu kelime, evrenle ilgili, bütün insanlığı ilgilendiren, dünya ölçüsünde, dünya çapında anlamlarına gelmektedir. Malumunuz, İngilizce de bu kelimenin karşılığı üniversal’dir. Yine Global kelimesi ile de ilintilenmektedir.

“Evrensellik” eski bir kavram olsa da “küresellik” kelimesi sözlüklere son yıllarda girmiştir. Son dönemlerde küresel ifadesi daha yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ama biz özellikle Evrensel ifadesini tercih ettik, onu kullanacağız.

Müslümanları tanıtmak için yapılan bazı tanımlamalar:

Geleneksel İslam
Modern İslam
Kur’an İslamı
Rivayet İslamı
Uydurulmuş İslam
İndirilmiş İslam
Doğu İslamı
Batı İslamı
Türk İslamı
Arap İslamı
İran İslamı
Sünni İslam
Şii İslam
Köy İslamı
Şehir İslamı
Tasavvuf İslamı
Selefi İslamı
Radikal İslam
Ilımlı İslam
Siyasal İslam
Kültürel İslam
Emevi İslamı
Osmanlı İslamı

Hz. Peygamber (sas) tarihin belli bir döneminde, belli muhataplara, belli bir coğrafyada ve bazı belli hadiseler üzerine konuştu.

O’nun (sas) getirdiği her vahiy ve vahyin yorumu ve yaşaması noktasında söylediği, yaptığı, sukut ettiği her işi evrenseldir.

Eğer Kur’anımız; ‘Elhamdulillahi Rabbil Âlemin’ diye başlamış ve ‘Mine’l Cinneti ve’n-Nas’ diye bitmişse; bu dinin tebliğcisi olan Efendimiz (sas):“Ya Eyyühe’n-Nas! Ey İnsanlar” diyerek Veda Haccında tabir caiz ise eğer sözlerinin perdesini kapatmışsa, bu dinin insanlığın tamamına hitap ettiğinin ve sonuna kadarda edeceğinin en büyük delili ve ispatıdır.

İslam Dini’ni evrensel yapan birçok özellik vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

1) İslam bütün insanlığa gönderilen son dindir.
2) İslam aklı ve ilmi öncelleyen ve önemseyen bir dindir.
3) İslam hem dünyaya hem de ahirete yönelik mesajları ile denge kuran bir dindir.
4) İslam zorluğu değil kolaylığı, nefreti değil sevgiyi, savaşı değil barışı esas alan bir dindir.
5) İslam her türlü aşırıcılığı dışlayan, ifrat ve tefriti asla kabul etmeyen ve itidal üzere hareket eden bir dindir.

EVRENSELLİĞİN ŞARTLARI

1. Kaynağının İlahî Olması
2. Kaynağının Sağlam Olması
3. Tebliğcisinin Her Türlü Sıkıntıdan Beri Olması
4. Tebliğcisinin Hayatının Bütün Safhalarının Tespit Edilmesinin Mümkün Olması
5. Tebliğe Konu Olan Mesajların, Herkese Hitap Ediyor Olması
6. Tebliğe Konu Olan Mesajların, İnsanların Bütün İhtiyaçlarını Karşılayacak Nitelikte Olması
7. Tebliğe Konu Olan Mesajların, Tüm Muhataplarca Anlaşılır ve Kabul Edilebilir Olması

Kur’an-ı Kerim’deki emirleri biz şöyle bir tasnifata tabi tutarsak, beş ana başlıkta bunları toparlayabiliriz:

1) Çalışmak
2) Adil olmak
3) Doğru olmak
4) Ahde vefalı olmak
5) Emanete riayet etmek

1) Çalışmak

“İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur. Onun çalışması yakında görülecektir. Sonra ona tastamam karşılığı verilecektir.” (Necm, 53/39-41)

“Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek asla yememiştir. Allah’ın peygamberi Dâvud (as) elinin emeğini yerdi.” (Buhârî, Büyü,15; İbn Mâce, Ticâret,1)

2) Adil olmak

“Ey iman edenler! Allah için adaletle şahitlik ediniz. Kendinizin, ana, babanızın ve yakınlarınızın aleyhine bile olsa, (şahitlik ettiğiniz kimseler) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayınız.) Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. Onun için nefsinizin hevasına uyup da adaletsizlik etmeyiniz. Eğer (şahitlik ederken) dilinizi eğip bükerseniz veya doğruyu söylemezseniz, muhakkak ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”(Nisa, 4/135)

“Vallahi! Hırsızlık yapan kızım Fatıma dahi olsa, ona had uygular, elini keserim.”

3) Doğru olmak

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” (Ahzab, 33/70-71)

Ebû Mûsâ -radıyallahu anh-: “Ey Allâh’ın Rasûlü! Müslümanların en fazîletlisi kimdir?” diye sormuştu. Allah Rasûlü -sallâllahu aleyhi ve sellem-:

“Dilinden ve elinden müslümanların emniyette olduğu kimse.” cevabını verdiler. (Buhârî, Îmân, 4, 5, Rikâk 26; Müslim, Îmân 64, 65)

4) Ahde vefalı olmak

“…Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” (İsra, 17/34)

“Kıyamet günü, ahdine vefâ göstermeyen kimselerin arkasında bir bayrak bulunacak ve vefâsızlığı ölçüsünde o bayrak yükseltilecektir.”(Müslim, Cihâd, 15)

5) Emanete riayet etmek

“Mü’minler, emanetlerini ve verdikleri sözü yerine getirirler.” (Mü’minun, 23/8)

Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem-:

“Emâneti olmayanın îmânı da yoktur.” buyurmuşlardır. (Ahmed, III, 135)

Yasaklara gelince, onları da beş ana başlık altında toparlarsak şunları söyleyebiliriz:

1. Allah’a ortak koşmak
2. Anne ve babaya asi olmak
3. Haksız yere cana kıymak
4. Rüşvet almak
5. Dedikodu ve gıybet etmek

1- Allah’a ortak koşmak

“Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa büsbütün sapıtmıştır.” (Nisa, 4/116)

“Size kebair günahlarının en büyüğünü söyleyeyim mi?

-Evet Ya Resulullah dediler buyurdu ki:

-Allah’a ortak koşmak, ana-baba hakkına riayet etmemek, yalan söz ve yalancı şahitlik. Sonuncusunu o kadar tekrarladı ki keşke sussa dedik!”(Buhari, Müslim)

2- Anne ve babaya asi olmak

“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine ‘of’ bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: ‘Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara öyle rahmet et’ diyerek dua et.”(İsra, 17/23-24)

Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün!

Sahabeler: ‘Ya Rasulallah! Kimin?’ dediler.

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Ana babasına, ikisinden birine yahut her ikisine birden ihtiyarlık zamanlarına yetişip de cennete giremeyen kimsenin.” (Müslim 2551/9, Buhari Edebü’l-Müfred 2)

3- Haksız yere cana kıymak

“Kim bir insana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın bir insanı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur.” (Maide, 5/32)

“Her günahın Allah (cc) tarafından affı beklenebilir. Ancak kâfir olarak ölen ile bir müslümanı haksız yere öldüren kimseler hariç… (tevbe etmedikleri takdirde)” (Hâkim)

4- Rüşvet almak

“Mallarınızı batıl sebepler ile yemeyin. Bile bile insanların mallarından bir kısmını günah bir biçimde yemeniz için onları hâkimlerin önüne atmayın.” (Bakara, 2/188)

“Allah’ın laneti rüşvet alan ve rüşvet verene olsun!” (İbn Mace, 2313)

5- Dedikodu ve gıybet etmek

“Biriniz diğerinin arkasından çekiştirmesin/gıybet etmesin. Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte bundan iğrendiniz. O halde Allah’tan korkun, şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.” (Hucurat, 49/12)

“Bir kimse yanında hakarete maruz kalan bir mümine gücü yettiği halde yardım etmezse, Allah o kimseyi kıyâmet gününde insanların önünde rezil eder.” (Taberâni)

Tevhid, Adalet ve Şura…

Halifelerin Seçimi meselesi…

 

(1809)