Hz. Yusuf’un (as) Arkadan Yırtılan Gömleği | Muhammed Emin Yıldırım

Siret-i Enbiyâ derslerimizde Hz. Yûsuf’un en ağır imtihanlarından biri olan Züleyha ile imtihanına eriştik. Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Hz. Yûsuf’un (as) Arkadan Yırtılan Gömleği” serlevhasının altında karşı cins ile imtihanın zorluğuna, Hz. Yûsuf’un iffet konusundaki örnekliliğine, bugünün dünyasına taşınması gereken izlere ve daha nice önemli meseleye dair mesajları bizlerle paylaştı.

Dersten Cümleler

Şimdiye kadar Hz. Yûsuf’un birçok imtihana maruz kaldığını gördük, onun şimdiye kadar baş başa kaldığı 10 büyük imtihanını bir hatırlayalım:

– Annesinin vefatı
– Gördüğü eşsiz rüyalar
– Kardeşlerinin hasedi
– Kuyuya atılması
– Değersiz birkaç dirheme satılması
– Mısır’a köle olarak getirilmesi
– Kardeşi Bünyamin’den ayrılması
– Babası Hz. Ya’kûb’tan ayrılması
– Aziz’in onu satın alması ve saraya girişi
– Güzelliği ve yakışıklılığı 

Saraya girdikten sonra Hz. Yûsuf’un hayatının üç önemli devresi:

– Züleyha ile yaşadığı imtihan devresi
– Bu sürecin arkasından gelen zindan devresi
– Uzun bir zindan hayatından sonra gelen iktidar devresi

وَلَمَّا بَلَغَ اَشُدَّهُٓ اٰتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًاۜ وَكَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ

“Olgunluk çağına erişince, ona hikmet ve ilim verdik. İşte biz, iyi davrananları böyle mükâfatlandırırız.” (Yûsuf 12/22)

Bu ayette Hz. Yûsuf’a iki şey verildiği söyleniyor; “hukmen ve’ilmen/hikmet ve ilim” bu ikisinden kasıt, Hz. Yusuf için nübüvvet olduğunu söylemiştik.

Hz. Yûsuf çok hikmetli adımlar attı, hiç acele etmedi, hiç isyan etmedi, hiç şikâyet etmedi, hiç muhataplarını kışkırtmadı. Hiç muhataplarının kışkırtmalarına gelmedi.

Hz. Yûsuf bunca ağır imtihanların altından nasıl kalktı? Üç şeyle kalktı:

– Söz ve davranışlarda Hikmet
– Kifayet miktarı İlim
– Derin bir İhsan şuuru

Mısır’ın Aziz’i, Hz. Yûsuf’u biraz uzaktan seyreder, o çocukta farklı bir şey olduğunu hisseder, öngörüsü çok kuvvetli birisidir, böylece onu satın alır, sürenin 21. ayetinden okuduğumuz üzere hanımına emanet eder ve der ki: “Ona iyi bak. Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.”

Cevabı bulunması gereken 5 soru:

1. Mısır’ın siyasi ve idari yapısı nasıldır?
2. Mısır’ın dini yapısı nasıldır?
3. Mısır’ın Azizi kimdir? Devlet idaresindeki görevi nedir?
4. Mısır’ın Azizinin hanımı kimdir? Ne gibi özellikleri vardır?
5. Mısır’ın Azizi Hz. Yûsuf’u sarayda nasıl konumlandırmıştır?

Mısır’ın Azizi kimdir? Devlet idaresindeki görevi nedir?

Mısır Azizi’nin adının Potifar olduğu kaynaklarda söylenir. O günkü Mısır yönetiminin 2. numaralı adamıdır. Yani kralın en yakını, sarayın en üst düzey görevlisi, kralın sırdaşı, kralın kendisine çok saygı duyduğu ve güvendiği bir dostudur.

Mısır’ın Azizinin hanımı kimdir? Ne gibi özellikleri vardır?

Mısır Azizi’nin hanımı Züleyha’dır. Bu isimler malum Kur’an’da değil, İsrailiyat kaynaklarından geçmektedir. Çok soylu bir kadındır. Güzelliği Mısır’da, özellikle saray erkânı tarafından bilinir. Sarayın Azizinin hanımı olduğu için çok etkili bir kadındır. Otoriter olma özelliği ile bilinir. Yıllardır Potifar ile evlidir ama çocukları olmamıştır.

Mısır’ın Azizi Hz. Yûsuf’u sarayda nasıl konumlandırmıştır?

Geçen ders öğrendiğimiz Kur’anî hakikati hiç unutmayalım:

وَكَذٰلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْاَرْضِۘ

“İşte böylece biz Yûsuf’u o yere (Mısır’a) yerleştirdik!”

Allah (cc) Hz.Yûsuf’u saraya yerleştiriyor. Bunu ne ile yapıyor Mısır’ın Azizi’nin vesilesi ile yapıyor.

Hz. Yûsuf, sarayda çok farklı bir konuma geliyor. Nasıl bir konum bu? Mısırın Azizi, Kralın 2. adamı, Hz. Yûsuf Potifar’ın 2. adamı oluyor.

وَرَاوَدَتْهُ الَّت۪ي هُوَ ف۪ي بَيْتِهَا عَنْ نَفْسِه۪ وَغَلَّقَتِ الْاَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَۜ قَالَ مَعَاذَ اللّٰهِ اِنَّهُ رَبّ۪ٓي اَحْسَنَ مَثْوَايَۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ

“Evinde bulunduğu kadın (gönlünü ona kaptırıp) ondan arzuladığı şeyi elde etmek istedi ve kapıları kilitleyerek, “Haydi gelsene!” dedi. O ise, “Allah’a sığınırım, çünkü o (kocan) benim efendimdir, bana iyi baktı. Şüphesiz zalimler kurtuluşa eremezler” dedi.” (Yûsuf 12/23)

Olayı iyice anlayabilmek için şu hususları göz ardı etmememiz gerekir:

1-  Hz. Yûsuf çok güzel birisi
2-  Hz. Yûsuf çok yakışıklı ve güçlü birisi
3-  Hz. Yûsuf gençliğinin zirvesinde birisi
4-  Hz. Yûsuf hür değil, köle birisi
5-  Hz. Yûsuf evli değil, bekâr birisi
6-  Hz. Yûsuf kendi vatanında değil, kimselerin tanımadığı yabancı bir memlekette olan birisi
7-  Züleyha çok güzel birisi
8-  Züleyha çok soylu birisi ve Azizin hanımı
9-  Mekânda kimseler yok, ev tamamen bu işe uygun
10- Kapılar kilitli ve bir emniyet hali var

Böyle bir zeminde ve böyle bir halde Hz. Yûsuf’a “Heyte lek / Haydi gel” deniyor ama Hz. Yûsuf’un cevabı şu oluyor: مَعَاذَ اللّٰهِme’âżallâh | Ben Allah’a sığınırım!”

Biz ayetlerden Züleyha’nın üç tuzağını, Hz. Yûsuf’un bu üç tuzağa karşı yaptığı üç tavrı, Züleyha’nın tuzaklarının üç engele takıldığını ve Hz. Yûsuf’un gösterdiği tavırla üç hakkı gözettiğini görüyoruz. Nasıl mı?

Züleyha’nın üç tuzağı

– Hz.Yûsuf’u baştan çıkarmaya çalışması
– Zina için ortam hazırlaması ve tüm kapıları kapatması
– Olanca cazibesi ile karşısına çıkması ve “Haydi gel” demesi

Hz. Yûsuf bu üç tuzağa karşı ne yaptı?

– “قَالَ مَعَاذَ اللّٰهِ  | Kâle ma’azallah | Allah’a sığınırım” demesi

– “اِنَّهُ رَبّ۪ٓي اَحْسَنَ مَثْوَايَۜ  | İnnehu rabbî ahsene meśvâye | Rabbim, efendim bana güzel davrandı” demesi

– “اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ | İnnehu lâ yuflihu’z-zâlimûn | Şüphesiz zalimler iflah olmaz” demesi

Züleyha’nın tuzakları üç engele takılmıştı:

– İhsan
– Takva
– Vefa

Hz. Yûsuf üç hakkı birden gözetti:

– Allah’ın hakkı
– Efendisinin hakkı
– Nefsinin hakkı

Mesajlar, çok güzel ve gerçekten çok etkili değil mi?

وَلَقَدْ هَمَّتْ بِه۪ۗ وَهَمَّ بِهَاۚ لَوْلَٓا اَنْ رَاٰ بُرْهَانَ رَبِّه۪ۜ كَذٰلِكَ لِنَصْرِفَ عَنْهُ السُّٓوءَ وَالْفَحْشَٓاءَۜ اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُخْلَص۪ينَ

“Andolsun, kadın ona (göz koyup) istek duymuştu. Eğer Rabbinin delilini görmemiş olsaydı, Yûsuf da ona istek duyacaktı. Biz, ondan kötülüğü ve fuhşu uzaklaştırmak için işte böyle yaptık. Çünkü o, ihlâsa erdirilmiş kullarımızdandı.”(Yûsuf 12/24)

Hz. Yûsuf (as) neticede bir peygamber, böyle ağır bir imtihanın karşısında kalıyor ve Rabbimiz ne diyor? “Eğer Rabbinin burhanını/delilini görmemiş olsaydı, Yûsuf da ona (kadına) istek duyacaktı.”

Ne anlıyoruz buradan?

– Şehvet, insanî ve tabî bir duygudur.
– Sınırları korunmazsa insanı felakete sürükleyen bir imtihandır.
– Sınırları, ihtilat ve halvete kapı açmamaktır.

الاختلاط | İhtilat: Ölçüsüz iletişim

الخلوة | Halvet: Karşı cins ile yalnız kalmak

– Şehvetin yaş, konum, durum ile alakası yoktur.
– İnsanı bundan koruyacak en önemli azık ihlâstır. 

وَاسْتَبَقَا الْبَابَ وَقَدَّتْ قَم۪يصَهُ مِنْ دُبُرٍ وَاَلْفَيَا سَيِّدَهَا لَدَا الْبَابِۜ قَالَتْ مَا جَزَٓاءُ مَنْ اَرَادَ بِاَهْلِكَ سُٓوءًا اِلَّٓا اَنْ يُسْجَنَ اَوْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

“Derken ikisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında onun kocasına rastladılar. Kadın dedi ki: Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya elem verici bir işkenceden başka ne olabilir!” (Yûsuf 12/25)

Hz. Yûsuf (as) neden koşuyor?

– Züleyha’nın tuzağından kurtulmak için
– Günah ortamından uzaklaşmak için
– Orada daha fazla kalıp yanlışa düşmemek için
– Nefsinin kötü telkinlerinden kurtulmak için
– Bir an önce hayra, felaha, saadete erişmek için

Züleyha neden koşuyor?

– Arzuladığı insana kavuşmak için
– Karşısındaki insanı yakalayıp emellerine erişmek için
– Azgınlaşan arzularını dindirmek için
– Tutku ile bağlandığı insanı kaçırmamak için
– Zorla da olsa istediğini elde etmek için

Kapılar kilitli, bunu çok iyi biliyor Hz. Yûsuf… Bunu bile bile neden kapıya koşuyor? O çok iyi biliyor ki ben bir çıkış yolu ararsam Allah bana onu nasip edecektir. Bana düşen koşmak, ben koşayım, kapalı kapıyı açacak olan Allah’tır. Hz. Yûsuf’un bu tavrı, şartlara teslim olmamaktır. Ne de olsa kapı kapalı deyip, vazgeçmemektir.

Sadece kadının beyanı esastır, olsaydı ne olurdu?Hz. Yûsuf suçlu olurdu.

“Yûsuf: ‘Asıl kendisi benim nefsimden murat almak istedi!’ dedi.” (Yûsuf 12/26)

وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِنْ اَهْلِهَاۚ اِنْ كَانَ قَم۪يصُهُ قُدَّ مِنْ قُبُلٍ فَصَدَقَتْ وَهُوَ مِنَ الْكَاذِب۪ينَ

وَاِنْ كَانَ قَم۪يصُهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ فَكَذَبَتْ وَهُوَ مِنَ الصَّادِق۪ينَ

“Kadının akrabasından biri şöyle şahitlik etti: Eğer gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, bu ise yalancılardandır. Eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir. Bu ise doğru söyleyenlerdendir.” (Yûsuf 12/26, 27)

Züleyha’nın akrabası onun ehlinden olan bu şahıs kimdir? Tefsirlerimizde bu şahsın kimliğine dair 4 görüş ileri sürülür:

1. Züleyha’nın teyzesinin oğludur.
2. Aziz’in bizatihi kendisidir.
3. Allah’ın Hz. Yûsuf’u temize çıkarmak için gönderdiği birisidir.
4. Sarayda kadının akrabası olan akıllı, hikmet sahibi birisidir.

فَلَمَّا رَاٰ قَم۪يصَهُ قُدَّ مِنْ دُبُرٍ قَالَ اِنَّهُ مِنْ كَيْدِكُنَّۜ اِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظ۪يمٌ

“(Kocası, Yûsuf’un gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu görünce, (kadına): ‘Şüphesiz, bu, sizin tuzağınızdır. Sizin tuzağınız gerçekten büyüktür.’ dedi.” (Yûsuf 12/28)

يُوسُفُ اَعْرِضْ عَنْ هٰذَا وَاسْتَغْفِر۪ي لِذَنْبِكِۚ اِنَّكِ كُنْتِ مِنَ الْخَاطِـ۪ٔينَ۟

“Ey Yûsuf! Sen bundan sakın kimseye bahsetme. (Ey Kadın,) sen de günahının bağışlanmasını dile. Çünkü sen günah işleyenlerdensin.” (Yûsuf 12/29)

Bu kıssa da bize anlatılan Yûsuf ve Züleyha’nın rolleri bazen yer değişebilir.

Nasıl?

Bazen kadın Hz. Yusuf olur, Züleyha erkek,
Bazen kıssada olduğu gibi erkek Hz. Yusuf olur, Züleyha kadın…

Bazen Züleyha burada olduğu gibi karşı cins olur, bazen Züleyha mevki, makam, şan, şöhret, para, mülk, güç olur…

Her an hepimiz Züleyhalar ile imtihan ediliyoruz, her an…

Burada en mühim mesele nedir?

Gömleğin yırtılmamasıdır. Ama ille de yırtılacaksa önden değil arkadan yırtılmasıdır.

Çünkü Züleyha’nın elleri uzun, tırnakları keskindir; attı mı yakalayabilir ve gömleğini yırtabilir. Eğer gömleğin arkadan yırtılmışsa sen Yusufsun… Yok eğer önden yırtılmışsa sen şehvetinin peşinden koşan Züleyhasın…

(1475)