İmanın Ahlakı Olur mu?

Muhteşem Ahlak dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “İman Ahlakı Olur mu?” başlığında, iman ahlakını anlattı. İmanın ahlakı olur mu? Olursa nasıl olur? İman ile inkar kavramları nasıl anlaşılmalı? Bu önemli konunun Efendimiz (sas) ve Sahabe dünyasında yansımaları nelerdir? Bunlar ve daha nice sorulara bu haftaki dersimizde cevaplar bulduk.

Dersten Cümleler

“Gelin bir saat oturup iman edelim!”
“İmanın Ahlakı Olur mu?”
“Ahlaksız iman olur mu?”
“İmanın ahlakı nedir?”

Sözlüklerimiz, “emn” kelimesine şöyle bir anlam verirler: “Güvenmek, korku ve endişeden emin olmak, nefsin bir şeyle sükunet bulması…” (Rağıb el-İsfehani, el-Müfredat, s. 30; ve İbn Manzur, Lisanü’l-Arab, c. 1, s. 163)

İmanın ahlakı güvendir, güvenmektir.

“Korkunun zıttı olan emniyet, hıyanetin zıddı olan emanet, şüphenin zıttı olan güven, inkarın zıttı olan imandır.”

Istılahta ise iman şöyle tarif verilmiştir: “el-İman: et-Tasdik bi’l-cenan/Kalp ile tasdik, ve İkrar bi’l-lisan/dil ile ikrar, ve’l-‘amel bi’l-erkân/erkanı ile amel etmek”

Temele güveni aldığımız zaman, inkar ile imanı şöyle ifadelerle anlayabiliriz:

1. İnkar bahaneler ileri sürmek, iman verilen nimetleri hatırlamaktır.
2. İnkar ön yargıların kurbanı olmak, iman ön bilgilerle hakikate ulaşmaktır.
3. İnkar nefretle hareket etmek, iman muhabbeti hayatın azığı edinmektir.
4. İnkar hakikatin üstünü örtmek, iman hakikati hatırlamak ve hatırlatmaktır.
5. İnkar savrulmak, iman sebat ve istikamet üzere dimdik durmaktır.
6. İnkar haddi aşmak, iman haddini bilmektir.
7. İnkar nankörlük etmek, iman şükrü kuşanmaktır.
8. İnkar itimatsızlık, iman emniyettir.
9. İnkar şüphe, iman meraktır.
10. İnkar ‘acaba’ demek, iman ‘amenna’ diyebilmektir.

Neden Ashab kalitesinde iman edemiyoruz?

Din dediğimiz ilahî sistemin üç temel esası vardır:

1. Dinin sahibi ve din günün maliki olan Allah (cc)
2. Dinin kaide ve kurallarını bize anlatan Allah kelamı olan Kur’an
3. O kaide ve kuralları bize hem tebliğ eden, hem ihtiyaç anından tebyin eden, hem bizzat yaşayarak, yaşatarak bize talim eden Peygamber

Din dediğimiz ilahî sistemin üç temel esası: Allah, Kitap ve Peygamber

Kur’an, Benî İsrail’in güvensizliğini ibret olsun diye anlatılır.

1- Allah’a Güvensizlikleri
2- Kitab’a Güvensizlikleri
3- Peygamber’e Güvensizlikleri

Örneklern Sahabe’den verilmesinin nedenler:

1. Talebeler üzerinden Muallimin halini daha iyi anlayacağız.
2. En güzel örneklerin üzerinden dertlerimize dermanlar bulacağız.

1. Allah’a Güvenleri

Ensar’ın yiğitlerinden Haris b. Mâlik’tir.
“Ey Haris! Bu gece nasıl sabahladın?”
“Ya Resulullah! Gerçek manada bir mümin olarak sabahladım.”
“Her iddianın/sözün bir hakikati olmalıdır. Senin imanın hakikati nedir?”
“Ya Resulullah! Gündüzümü oruçla, gecemi kıyamla geçirdim. Şu anda öyle bir ruh haleti içindeyim ki, Cennet ehlinin ve cehennem ehlinin birbirleri ile konuşmalarını duyuyor gibiyim ve sanki Rabbimin arşını ellerimle tutar gibi oluyorum.”
Efendimiz (sas): “Sen öyle bir gençsin ki, tepeden tırnağa iman kesilmişsin.”
“Ya Resulullah! Bana bir tek şey için dua edebilir misin?”
“Allah’la (cc) doğru konuştu; Allah da ona doğruladı.”

2. Kitab’a Güvenleri
Rum Sûresi nazil olduğunda, Hz. Ebû Bekir’in tavrı….
“Ya Ebabekir! Ayette geçen ‘Fi Bid’î sinîn’ 3 sene değil, 3 ila 9 arasındaki bir zaman dilimidir. Git süreyi 3 ila 9 yıl arasına uzat ve develeri 10’dan 100’e çıkar.”

3. Peygambere Güvenleri
Kur’an’ın ‘yevmü’l-furkan’ dediği Bedir gazvesine çıkılan 313 kişinin 74’ü Muhacirlerden, 239 kişisi ise Ensar’dan oluşuyordu.
Bedir yolunda Hz. Ebû Bekir’in, Hz. Ömer’in, Miktad b. Amr’ın ve Sa’d b. Muaz’ın konuşmaları…

Alınması gereken mesajlar:
1. Allah’a güven duyan, aleme güven verir.
2. Kitab’a güven duyan, dertlerine dermanı orada arar.
3. Peygamber’e güven duyan, bahanelere kapıyı kapatır.

Aziz kardeşlerim İbn Kesir, tefsirinde, Bakara Süresi’nin 3. ayetini tefsir ederken, 3. ayet neydi?

“Ellezine yu’minune bi’l ğaybi/Onlar ğaybe iman ederler!”
Bu rivayet, Hakim’in Müstedreki’nde, Ebu Ya’la’nın Müsnedi’nde ve daha bir çok hadis kitabında geçmektedir.
Efendimiz (sas) bir gün Mescidi’nde Sahabe ile oturmuş sohbet ediyor, birden bir soru soruyor, diyor ki: “Ey Ashabım! Söyler misiniz kimlerin imanı (iman edişleri) sizi hayrete düşürür? Kimlerin imanı size ilginç gelir?”

“Meleklerin imanı Ya Resulullah!”

Resul-i Ekrem: “Onların imanı niye sizi hayrete düşürsün ki? Onlar zaten Rablerinin huzurundadırlar. Bundan dolayı iman etmeleri zaruridir. Onların imanlarında bir gariplik yok ki?”
Bunun üzerine Sahabe’den biri: “O halde peygamberlerin imanıdır.” dedi.
Resul-i Ekrem: “Peygamberlerin imanı niye ilginç olsun ki, onlara her gün vahyin emin meleği geliyor, vahiy getiriyor; onların iman etmeleri bundan dolayı garip değil ki?”
Bu cevapta doğru olmayınca Sahabe’den biri içinden herhalde bizim imanımız diye geçirdi ve söz istedi, dedi ki:

“Ya Resulullah! Herhalde bizim imanımız daha ilginç, insanı hayrete düşüren bizim imanlarımız olsa gerek!” Doğru mu cevap?
Hayır, Efendimiz (sas) dedi ki: “Hayır, sizin iman edişiniz niye ilginç olsun ki? Ben sizin aranızdayım, sizlerde her gün vahyin inişine şahit olmaktasınız. Ara ara Cebrail’in gelişini görmektesiniz, sizin imanlarınız niye ilginç olsun ki?”

Bu sözlerin ardından Efendimiz (sas) dedi ki: “O halde kimlerin iman etmesinin ilginç olduğunu ben haber vereyim. İman etmeleri çok harika ve ilginç olanlar şunlardır: Onlar benden sonra gelecekler, ellerinde Kur’an dışında hiçbir şey olmadığı halde bana iman edecekler. Kuşaklar içinde imanları en ilginç ve harika olanlar işte onlardır.” (İbn Kesir, Tefsirü’l-Kur’ani’l-Azim, c. 2, s. 164)
Bu söz üzerinden alın alacağınızı… Rabbim hepimizi o bahtiyarlardan eylesin….

(3657)