K. Maraş / Cennetin Arkadaşı: Hz. Ukkâşe B. Mihsan
82 İl 82 Sahabî projesinin 58. programı Kahramanmaraş’ta yapıldı. Kahramanmaraş Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı programa katılım oldukça yoğundu. Çevre il ve ilçelerden de katılımın gözlendiği programa Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, Ticaret Odası Başkanı Kemal Karaküçük, Ak Parti İl Başkanı Mehmet Eken, İl Müftüsü Muhammet Gevher, İlahiyat Dekanı Prof. Dr. İdris Şengül ve birçok sivil toplum kuruluşu yetkilileri katıldı. Mehmet Akif Kültür Merkezi’nde yapılan program Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başladı.
Mustafa Poyraz: “Her bir Sahabî efendimizden başka bir koku gelir.”
Selamlama konuşması için kürsüye davet edilen Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, Sahabe neslinin Müslümanlar için değer ve kıymetine değinerek konuşmasına başladı. “Nübüvvet bahçesinin gülleri olan Sahabe’nin her birinden başka bir koku gelir” diyen Poyraz, 82 İl 82 Sahabî projesinin önemine vurgu yaparak, Siyer Araştırma Merkezimize ve Muhammed Emin Yıldırım Hocamıza teşekkür etti.
“Hz. Ukkaşe’nin adının olduğu bir yerde tadı da olmalıdır.”
Projenin tanıtım filminin izlenmesinin ardından kürsüye Muhammed Emin Yıldırım Hocamız davet edildi. Hocamız, “Cennetin Arkadaşı: Ukkaşe b. Mihsan” başlığında, Hz. Ukkaşe’yi çok farklı yönleriyle anlattı. Konuşmasına Hz. Ukkaşe’nin Anadolu topraklarına gelip, gelmediği meselesine değinerek başladı. Hocamız dedi ki: “Bugün bize Sahabe hakkında bilgi veren kaynakların, tabakat, ensap, siyer ve meğazi kaynaklarının hiçbiri Hz. Ukkaşe’nin, yani Ukkaşe b. Mihsan’ın Anadolu’ya, Maraş’a geldiğine dair bir bilgi vermez, bila istisna tüm kaynaklarımız, onun irtidat hareketlerinde işin başını çeken Tüleyha b. Huveylid’in üzerine gönderilen ordu içerisinde yer alıp, bu hareket sırasında, Necid diye bilinen bölgede Hicretin 11. yılında, yani hemen Efendimiz’in vefatının ardından şehit olarak bu dünyadan ahirete yürüdüğünü söylerler. Dolayısı ile Hz. Ukkaşe b. Mihsan’ın burada olduğuna dair bir bilgimiz yok, onun buraya gelip, burada şehit düştüğüne yada parmağını burada savaş sırasında İslam yoluna feda ettiğine dair bir bilgi de ne yazık ki, vesika niteliği taşıyan kitaplarımızda yok… Hal böyle olunca karşımıza iki husus çıkıyor, bu noktada. Bunlardan biri; Burada olan kabir Ukkaşe b. Mihsan değil de, Sahabe’den başka bir Ukkaşe olabilir mi? İkincisi; Sahabe’den değil de başka dönemlerde yaşamış, adı Ukkaşe olan bir İslam büyüğü olabilir mi? Bu ikisi içinde cevabımız, “mümkündür, olabilir” şeklinde olacaktır.” Hocamız, sözlerine: “Hz. Ukkaşe’nin adının burada olması da çok önemlidir. Şimdi bize düşen adının olduğu bu topraklara onun tadının yani mesajlarının taşınmasıdır.” diye devam etti.
İslam yolunda atından inmeyen bir süvari…
Hz. Ukkaşe’nin hayatının çok farklı yönlerinin olduğunu söyleyen Muhammed Emin Hocamız, Hz. Ukkaşe der, demez aklımıza şunların gelmesi gerektiğini söyledi: “O, İslam yolunda atından inmeyen bir süvaridir. O, güzelliği ile yakışıklılığı ile ümmetin ikinci Mus’abıdır. O, Hz. Peygamber’e karşı derin bir aşkı yüreğinde saklayan bir sevda insanıdır. O, bir şehit gibi yaşayan, yani önce şahit olan sonra şehit olan bir bahtiyardır. O, her hayırlı işin öncüsü olma adına gayret gösteren bir Sabıkunu evvilinden olan biridir.”
O işte Ukkaşe seni geçti…
Hz. Ukkaşe’nin, Peygamber Efendimiz ile olan hatıralarında da değinen Hocamız, Araplarada daha sonra atasözü olarak geçen, “O işte Ukkaşe seni geçti” sözünün kaynağını anlattı. Cebrail’in Miraç yolculuğunda Peygamberimize ümmetini gösterdiğini ve: “İşte bunlar senin ümmetindir, onların arasında yetmiş bin kişi vardır ki onlar hiçbir hesaba çekilmeksizin ve azaba uğratılmaksızın Cennet’e girecektir” buyurduğunu söyledi. Daha sonra Efendimiz’in (sas) bu yetmiş bin kişinin kimler olduğunu ve Hz. Ukkaşe’nin nasıl dua istediğini anlattı.
Çağın Ukkaşe’si Olmaya Var mısın?
Konuşmasının sonlarında, “nasıl Hz. Ukkaşe’nin izlerini takip etmeli ve bu çağın Ukkaşe’si olmak için neler yapılmalı” sorularına cevap veren Hocamız, kendisini dikkatle takip edenlere son sözler olarak çok önemli mesajlar verdi.
Hocamızın verdiği beş mesaj şunlardı:
1- Hz. Ukkaşe gibi Peygamber’in övgüsüne mazhar olacak bir süvari olmak istiyorsan, risalet davasının mesajlarını iyice anlamalı, kavramalı ve yaşamalısın. Aleme bu mesajları duyurma adına derin bir aşkın olsun ki, çağın süvarisi olabilesin.
2- Hz. Ukkaşe gibi Allah (cc) sana cemal/güzellik, sıhhat, mal ve kabiliyet gibi nimetler bahşetmiştir. Sana verilen nimetler her ne ise, onları veren makamın yolunda harca ki, çağın sahabîsi olabilesin.
3- Hz. Ukkaşe gibi Hz. Peygamber’e derin bir sevda ile bağlanmak imanın sana yüklediği bir vazifedir. Alemlere rahmet olarak gönderilen kutlu Nebi’yi, her şeyden ama her şeyden daha fazla sev ki, gerçek manada aşıklardan olabilesin.
4- Hz. Ukkaşe gibi şehadeti dualarının başına koymak ve ölümlerin en güzeli olan şehadeti arzulamak bu davanın mensuplarının yapacağı bir iştir. Hayatını imanına şahit kılmalı ve şehit gibi de yaşamalısın ki, şehitler kervanına dahil olabilesin.
5- Hz. Ukkaşe gibi hayırlı bir işe şahit olduğunda sağa-sola bakmadan meydana atılmak akıllı müminin işidir. Öncü olmak, hayırlarda ilk olmak, saffı evvel olmak en büyük gayen olsun ki, senden önceki sabıklara/öncülere dost ve arkadaş olabilesin.
(4237)